22 Eylül 2010 Çarşamba

izmir bir yaşam tarzıdır.


Doğduğum, büyüdüğüm ve yaşadığım şehir hep İzmir oldu. Zaman geldi askerlik hizmeti, zaman geldi mecburi hizmet, zaman geldi ihtisas nedeniyle ayrı kaldım. Gidişlerim, dönüşüm belli olduğu için hüzün barındırsa da beni yaşam adına bir adım öne taşıdığından hep derin izler bırakmıştır. İzmir’e 3 karayolu, bir deniz, bir de hava yolu olmak üzere 5 ayrı yerden gelebilirsiniz. Demiryolu ağı olmasına rağmen ben bu yoldan İzmir’ime hiç dönmedim. Özellikle Ankara tarafından geliyorsanız, Ege’nin havası sizi Kula’da sarmaya başlar, Atatürk’ün de soluklandığı Belkahve’ye geldiğinizde ise sizi bağrına basmaya hazır bekleyen, eşsiz güzellikteki İzmir karşılar. 10 yıl öncesine kadar bu hayal, körfezin kör noktasına geldiğinizde burnunuzun direğini kıran kokuya dönüşür, İzmir aşıklısı olmayanları küstürürdü. Güneşin batışını seyretmek pek çok romantiğe ilham vermiştir, ama İzmir’de deniz kıyısında oturup, sessizce geçip giden güneşin batıda denizde sönen bir meşale gibi yok oluşuna, son ışık kırıntılarının hala İzmir’den ayrılmamak için direnişine, bu çırpınışın göğü kan kırmızısına boyayışına, iki sonsuz mavi arasındaki kızıl saçların uçuşan buklelerine bir kez tanık olsanız, bu 7000 yıllık kıza sizde aşık olurdunuz. İstanbul’da yaşayanlar için büyük bir köy, Ankaralı için bir vaha, emekliler için cennet, doğudaki illerde yaşayanlar için bir hayal olan İzmir’in RBR ile sembolize edilen Rakı-Balık-Roka akşamları bir başka olur. Pek çok İzmirli için Çipura en vazgeçilmez balıktır. Çünkü çipura  diğer pek çok balığın aksine sürü halinde dolaşmaz, diğer balıklara göre daha gözü kara, özgür ve bağımsızdır. Yassı olduğu için, yuvarlak sürü balıklarına göre daha efe bir duruşu vardır. Yani balığı bile İzmirlidir. Yunan mitolojisindeki Tanrıça Nemesis (haksızlığa isyan, burnu büyüklerin cezalandırıcısı, elinden kaçılamayan adalet dağıtıcısı) adına yapılmış iki tapınaktan birinin ev sahibi olan İzmir’in neden hep iktidar partilerine ters duruş sergilediği belki de 7000 yıllık tarihte gizlidir. İzmirli güzeldir, özgürdür, sürü psikolojisi ile hareket etmez. Sırf moda diye bazı restoranlara, eğlence merkezlerine gitmez. Her İzmirlinin yazlık ve kışlık özel mekanları vardır. Kendi alanından dışarıya çıkmaya, çok uzağa gitmeye gönüllü değildir. O aradığı mutluluğu, eğlenceyi ve tadı bilir. Umutsuzca eğlenmek için çaba sarf etmez. Şimdi diyeceksiniz ki madem bu yerler bellidir, bize de anlatsana. O konuyu bir sonraki buluşmamıza bırakıyorum. Biraz merak içinde ama hoşça kalın, dostça kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder